Ben Yumi'nin bu yazısını okuduğumda direkt kendisine twitter'dan mesaj attım. "Senin Japonya'yı özleme sebeplerin, benim Japonya'da yaşamak isteme sebebim" diye. Eminim ki Japonya'yı seven herkes de bu yazıyı okuyunca "işte söylemek istediğimiz bu" diyecektir.
Buradan aşağısı, Yumi'nin tamamen kendi cümleleri:
NEDEN JAPONYA'YI ÖZLÜYORUM
Bildiğiniz gibi, üniversiteye gitmek için California'ya taşındım. Yıllar önce mezun oldum ve kalıcı olarak bu şehre yerleştim. Hâlâ zamanında doğru kararı verdiğimi düşünüyorum ve kız kardeşlerim ve arkadaşlarımla her konuştuğumda doğrulanıyor ki doğru kararı vermişim...kendim için.
Japonya'nın olumsuz yönlerine odaklanmak eğilimindeyim. Mesela, Japonya'daki istihdam sistemi ve neden Japon şirketleri için çalışmak istemediğim hakkında bir yazı yazmıştım. Ama Japonya hakkında özlediğim şeyler var ve bu yazıda, olumlu yönlerine odaklanmak ve neden evimi özlediğimi açıklamak istiyorum.
1. Bu aşikar ama, bütün ailem Japonya'da yaşıyor. Çocukluğumda yaşadığım ev hâlâ orada... Evin önünde bir tapınak var. Japonya'nın banliyösündenim ve orası yemyeşil. Yaşadığım yer kupkuru ve atmosferi çok farklı, o yüzden Japonya'yı özellikle burada -yılda iki kere gibi- yağmur yağdığında özlüyorum.
2. Nezaket. Bunu ailemi her ziyaret edişim ve havaalanına dönüşümde hissediyorum. Amerika göçmenlik bürosu çalışanları aşırı kaba, kendimi vahşi hayvan parkına geri dönmüş gibi hissediyorum. (lol) Bu hissi tarif etmek zor, ama eğer Japonya'da bulunduysanız beni anlayabilirsiniz.
3. Her şey sevimli. Ben bir kızım ve sevimli şeyleri seviyorum. Hello Kitty'yi çok fazla değil. Kitty-chan'ı seviyorum ama çok fazla sevimli karakter var. Kolluk kuvvetlerinin maskotu bile sevimli Japonya'da.
4. Yemek: Japon yemekleri muhteşem. İnsanlar her gün bizim sushi ve balık yediğimizi düşünüyorlar ama her çeşit yiyecek var. Ekmek fırınını bile özlüyorum. Kaliteye ve dizayna çok önem veriyorlar. Çok seviyorum~
5. Market: Market'e (convenience store) Japonya'da "konbini" deniliyor. Ampm, Seven Eleven, Lawson birer konbini. Japonya'daki ile kıyaslanınca Amerika'nın Seven Eleven'ı şaka gibi. Pişmiş gıdalar, çeşitli içecekler, bir sürü güzelce paketlenmiş atıştırmalıklar, şekerlemeler, en önemlisi onigiri (*pirinç topları) var. Onigiri'yi özledim T-T
6. Temiz: Japonya tertemiz. Milyonlarca insanın işe, okula gitmesine, kalabalık zamanlarda trenleri yakalamaya çalışmasına rağmen Tokyo'nun temiz olması muhteşem bir şey. İstasyonlar ve şehir oldukça temiz tutuluyor.
7. Mağazalar genelde akşam 10'a kadar açık: Sanırım bu sadece California için geçerli ama barların son çağrı saati (*bar kapanmadan önce, barmenin müşterilere son içki içme şanslarının kaldığını ifade etmesi) gece 1'de. Gece daha yeni başladı! Ve son çağrıyı yapmak istiyorlar çünkü saat 2'den sonra yasal olarak içki servis edemiyorlar. Büyük mağazalar bile akşam 9'da kapanıyorlar ve her şey çok erken kapanıyor. Ama Japonya'da, restoranlar (Denny's haricinde~~) ve karaoke, mağazalar çok geç saate kadar açık.
8. Güvenlik: Gece geç saatte veya sabahın erken saatinde bile kampüs etrafında veya semtimde dolaşmaya cesaret edemem. Belki biraz fazla tedbirliyim ama bir kadın olarak, öyle olmak zorundayım. Bu yüzden hep araba kullanıyorum ve hedef alabilecek delilerden endişe duymadan istasyona yürüyüp trene binmeyi özledim. Tuhaflıklar az ama yine de Amerika'da tedbirsiz olamayız.
9. Müşteri Hizmetleri: Japon müşteri hizmetleri neredeyse aşırı, ama çok çok kibarlar. Bir şeyler yapmakla meşguller ama siz mağazadan içeri girer girmez hemen sizi karşılıyor, bir kola alıyorsunuz ve alışveriş yaptığınız için size reverans ile teşekkür ediyorlar. Wow... bunu hafife almışım!
Başka bir şey düşünemiyorum. Ama eminim ki liste daha da uzar. Japonya hakkında bir sürü harika şey var ama artılarını eksilerini tarttıktan sonra bile hâlâ şimdilik burada yaşamanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Açıklaması zor ama genel anlamda iş için.
Görüşlerinizi duymak isterim.
~~diye bitirmiş Yumi-chan.
Bazıları Japonya'nın daha janjanlı tarafı için, anime-cosplay veya Harajuku veya Japon kültürünün daha farklı yanları için gitmeyi, görmeyi ya da yaşamayı düşünüyor olabilir. Turistik gezi için herhangi bir sebep bile olmayabilir. Ancak yaşamak denilince, gidip gördüğüm için rahatça söyleyebilirim ki, (Yumi'nin saydığı diğer maddeler de en az bunlar kadar önemli fakat) benim için en önemli etkenler nezaket ve güvenlik. Nezaketin aşırıya kaçması belki orada doğup büyümüş, rutine alışmış kişilere fazla geliyor olabilir. Ama burada bir markete girdiğimde "bu suratsız kasiyeri niye oturtmuşlar buraya? alışveriş yaptık diye bi dövmediği kaldı" diye düşünüyorsam, elbette Japon kasiyerlerin dünyanın en mutlu insanı gibi "irasshaimase!" diye karşılaması, ürünleri kasadan geçirirken, tutarı söylerken ve size para üstünü sayarak verirken suratsızlık yapmaması, alışveriş yaptığınız için teşekkür etmesi ve hatta poşet gerekmez dediğinizde bile sanki poşetin parası kendi cebinden çıkıyormuşçasına mutluluk içinde teşekkür etmesi benim için önemli bir unsur. Kimse kaba insanların içinde ve can güvenliği dahi olmayan bir yerde yaşamak istemez, değil mi? Hiçbiri için %100 diyemeyiz, nadiren de olsa güvenlik sorununun olduğu zamanlar olabilir (Japonya dünyanın en güvenli ülkelerinden biri), insanların hepsi sütten çıkmış ak kaşık elbette değildir (tersini düşünmek saflık olur), ama buna rağmen diğer ülkelerle, ya da basitçe bizim ülkemizle kıyaslanınca, Japonya'nın çok çok üst seviyede olduğu kesin!
Sizin görüşleriniz neler?
Bu arada, yazının orjinalini bu linkte bulabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder