Enkoji Otera

Enkoji Otera

14 Şubat 2016 Pazar

İki yıl oldu.

İki yıl oldu.

İlk ne zaman dinlemiştim? Wish'i ilk hangi gün duydum? A.RA.SHI'yi ilk ne zaman izledim? Sizi ilk ne zaman tanıdım hatırlamıyorum. İki yıl önce bu zamanlardı. Yıldönümü yok. Sadece siz varsınız hayatımın her anında, her düşüncemde, her sevincimde. Sayenizde şu anda buradayım. Burada.

İki yıl önce bu zamanlardı. Hayatımda bir amacın olmadığı, boşlukta, karanlıkta olduğum bir dönem... Bir şey yapmak istemekle bir şeyler yapamamak arasında gidip geldiğim, bir daha asla yaşamak istemediğim bir dönem. Sayenizde, bir daha asla öyle anlar yaşamayacağımı, o kadar çaresiz hissetmeyeceğimi biliyorum. Beni yerimden, yerden kaldıran, kalbimin derinliklerinde gömülü istekleri hayatımın amaçları haline getiren, hayatımı dolduran ve hayatımı dolduracak bir sürü şey bulmamı sağlayan sizlere karşı neler hissettiğimi nasıl anlatabilirim? "Kelimeler kifayetsiz" mısrasını hiç bu kadar net olarak anlamamıştım daha önce...

Vazgeçtim anlatmaktan. Çünkü anlatamıyorum. Hissettiklerim öyle yoğun, öyle tarifsiz ki. Bir şarkı dinlerken hem gülümseyip hem ağladınız mı siz? Kaç kez mutluluktan ağladınız?


Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?
Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.
Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.


5 Şubat 2016 Cuma

Kayboluş Öyküleri

Şuraya karalama yapayım azıcık.

Japonya'ya geldikten sonraki ilk yazım olacak. Daha önce yaşadıklarımı geriye dönük olarak anlatmaya vaktim olur mu bilmem, bunu buraya yazmak istedim.

Bugün yine bir güzel kayboldum ben. Güzel diyorum çünkü çok güzel yerler çıktı karşıma. Peki niye kayboldum?

Bugün saat 12:30 sularında, trene bindiğim istasyonun yakınında kaza oldu. "Jinshin jiko" diye anons edildi. Biri trenin önüne mi atladı, platformla trenin arasına mı sıkıştı yoksa başka bir durum mu var bilmiyorum. Ama ben platformda beklerken ileride treni görebiliyordum. Yani trenin durduğu yer istasyon değildi. O yüzden biraz şüpheli. Akşam dönüşte zaten trendeki ekranlarda alârm halinde olduklarını, şüpheli bir hareket görürsek görevlilere bildirmemizi söyleyen uyarılar vardı.

Trenin gelmeyeceği anlaşılınca herkes çıkışa gitmeye başladı, biletlerini gösterip paralarını geri almak için. Benimki aylık kart olduğu için sınırsız geçiş hakkım var. Ama benim de trenin geciktiğine dair istasyondan kağıt alıp okula vermem gerekiyordu. Kağıdı aldım ama okula nasıl gideceğim? Shinagawa istasyonunda aktarma yapıyordum. Görevliye sordum, bana küçük bir harita verdi ve şu istasyona git dedi. Yola düştüm ama yakın mı uzak mı onu bile anlamadan. Yolun yarısında kendim aramaktan vazgeçip bir teyzeye sordum (Japonya'ya 1 ay önce geldiğimi öğrenince Japonca'mın çok iyi olduğunu söyledi, Türkiye'de öğrenip geldim dedim :D), sağolsun beni tren yolunun göründüğü yere kadar götürdü. Başka tren hattı olduğu için aylık kartım orada geçmiyor maalesef. O yüzden paralı binmek zorunda kaldım trene. İstasyon da bayağı yerel bir istasyon olsa gerek, biraz antika gibiydi. Kaç durak sonra ineceğimi anlamadım. Neyse dedim platforma gittim. Ekspres trenlerin de geçtiği bir istasyonmuş. Bindiğim tren çok nostaljikti. Çok eskilerden kalma bir havası vardı. Kapısı sağa ve sola açılan çift kapılardan değil, tek yöne açılan tek bir kapıydı. Ayrıca normalde olması gereken kapı üzeri ekranlarından yoktu. O yüzdendir ki bir durak sonra anonsta "Shinagawa" ismini duyunca iniverdim. Orası da küçük bir istasyondu. Asıl istasyona 10-20 metre yakınlarda olan küçük istasyonlara benzediği için turnikeden dışarı çıktım ama etrafta istasyon filan göremeyince şuradan düz gitmeyi deneyeyim bari dedim. Şunu belirtmek isterim ki o sokağı çok sevdim. "Ah, işte Japonya" dediğim, Japonya'da olduğumu "gerçek anlamda hissettiğim" yerlerden birisi oldu. Başka bir gün kesinlikle oraya tekrar gideceğim. Ama o anda gezmek için vaktim yoktu, bir an önce derse yetişmem gerekiyordu. Sokağın bitiminde bir görevliye rastladım. Ona Yamanote hattına bineceğimi söylediğimde Shinagawa'ya gitmem gerektiğini söyledi. "Eeh? Burası Shinagawa değil mi?" diye Japon tepkimi de verdim. Burası Shinagawa ilçesi ama istasyon burada değil, şuradaki istasyondan trene binmen gerekiyor dedi. Zaten ben de ordan geldim diyerek kazadan bahsettim, nerden geldiğimi söyledim. Amca bana "ojousan" diye hitap ederek (❤) buranın ara istasyon olduğunu, 3-4 durak sonra Shinagawa ana istasyonunun olduğunu söyledi. Teşekkür edip geldiğim yere geri döndüm, kartıma para yükleyerek tekrar trene bindim T__T Dediğim gibi, küçük bir istasyondu (立会川駅) ve trenin gelmesi için bayağı bir bekledim. Bir öncekine göre bir kademe level atlamış bir tren geldi (dijital ekranı vardı). Sonunda Shinagawa'ya gitmeyi başarıp binmem gereken trene binip 1 saat gecikmeli olarak okula gittim.

Okuldan döndüğümde haberleri araştırayım, tam olarak ne olmuş bakayım dedim ama sadece yaralanma kazası (人身事故) sebebiyle trenin geciktiği bilgisinden başka bir detay yok. Bir de tren 13:40'ta ancak hareket edebilmiş. O treni beklemiş olsaydım da aynı saatte okulda olacakmışım. Kaybolup yeni yerler gördüğüm iyi olmuş sanki he?


Bahsettiğim sokak (Tachiaigawa istasyonu ilerde, sağda)